Hoşgeldiniz,
Önce yapmayı bir becersek, sonra ne yapacağımız çok da önemli değil. Sonuçta teknik konular tarhimiz içinde yitip gittiği için biz bocalıyoruz bu kadar...
Bu tip tartışmalar internette sürü sepet. Bunların hiçbirini ciddiye almadan olaya objektif bakmak gerekiyor, bilgi kirliliği çok ciddi düzeyde her konuda, ancak doğru bilgiyi bulmak, çıkarmak büyük önem arzediyor. Tarafsızlık da önemli. Örneğin tarihi kılıçlar konusunda türlü hatalı inanışlar var, bunlar o kadar çok işleniyor ki sonunda gerçekliğinden şüphe edilmez hale geliyor. Örneğin çeliğin kalitesi konusu: Osmanlı zamanındaki çelik günümüz çeliğinden çok daha üstündü inanışı, ya da formları bilmemneredeki kılıç formlarına göre daha üstündü, vs....
Bunların hepsi taraf tutma, fanatizm, cehalet kokuyor. En kötüsü sorgulanmıyor...
Günümüz sanatçıları, zanaatçıları önce gerçekten düzgün ısıl işlemi öğrensinler, taşlamayı ve perdahı kaliteli yapmayı öğrensinler, ergonomiyi, dengeyi, performansı anlasınlar, ondan sonra atıp tutsunlar. Üzgünüm ama elin adamı gerçekten "aya çıkmış", biz hala uçağı tartışıyoruz. Küçüklük kompleksimiz yurdumuz insanını gelişmekten alıkoyuyor. Nostaljik dövünmeler ise adım bile atamamamıza neden oluyor. Bırakın Osmanlı kılıcını, filan kılıcını, önce iyi bir ekmek bıçağı yapabilelim. Bırakalım dımışki çeliğini nasıl yapmış olduklarını, koftgari işlemesini vs. önce basit bir formu kusursuzca vücuda getirebilelim. Yürümeden koşmak hep hayal olacaktır... Geçmiş formlar ve teknikler üzerine düşünmek ve araştırmak güzel, ancak önce önümüzdekini anlayalım, ona hükmedelim. Hüzünlenmeyin arkadaşlar, yavaş ama emin adımlarla gitmek, aceleyle koşmaktan daha hızlıdır hedefe varmada. Bugün güzel bir av bıçağı, küçük bir çakı, şirin bir mutfak bıçağı yaptıysak mutlu olmalıyız, yüzyıldır yere serilmiş sanatımızın ayağa kalkıp ilk adımlarını atmasına şahit oluyoruz. Kutlamak yerine geçmişe bakarsak tökezler düşeriz...