İbrahim bey,
Hızınızı alamayında belki bize de birşeyler düşer
, her değişik kabza sanki başka bir bıçak havası veriyor,gene süper olmuş,elinize sağlık...
Teşekkür ederim,şu anda aynı hızla devam.
abi gayet güzel her zamanki gibi... ama bu pelesenk sanki kahverengiye dönmüş, ben pelesengi yeşile daha yakın bir ahşap olarak biliyorum... demek ki vernik böyle bir etki veriyor. satbilizasyon ve D2'nin ısıl işlemlerini sen mi yapıyorsun yoksa dışardan destek mi alıyorsun?
Teşekkürler Emin ,pelesenk ağacının bu rengide mevcut senin söylediğin yeşil pelesenk olsa gerek.D2 nin ısıl işlemini kendim yapıyorum 1020 derecede 15-20 dakika beklettikten sonra yağda soğutuyorum,daha sonra 2 sefer 150 derecede 2 saat süre ile meneviş yapıyorum,bu şekilde yaptıktan sonra çıkan sertlik derecesi 60-61 hrc oluyor.
ibrahim bey yeni çalışmalarınızı ilgiyle takip ediyorum, emeğinize sağlık.
talip olduğumu bilmenizi isterim. ve nasip olursa hemen doğada deneme şansına kavuşucam. şimdiden ilginiz ve alakanız için teşekkürler
Teşekkür ederim
ibrahim bey,
yavaşlamayın lütfen, hepimize yetecek kadar yapmanızı bekliyoruz

Teşekkürler Bora ,keşke herkese yetecek kadar yapabilsem

Nereden buluyorsunuz böyle ağaçları. Olanı var olmayanı var yazıktır bize
Olay sadece işçilikte bitmiyormuş malzeme seçimi de çok önemliymiş. Ellerine sağlık. Bu ağaç bu kabza modeline çok yakışmış. Bu kadar bıçağı ne yapıyorsunuz Allah aşkına, hediye etmek isterseniz kesinlikle kabul ederim
Teşekkürler Salim,bu ahşapları çok yerde arıyorum ve bazen bu şekilde şansım yaver gidiyor,aslında bu tür malzemeleri bulduğum zaman bazılarından yeteri kadar olmuyor bazen de fazlası ile denk geliyor,anlayacağın şanslıysan buluyorsun,şu ana kadar bulduğum ve kullandığım malzemelerin tamamı yurt içinden bulduğum malzemeler dışarıdan alınan hiç kabza malzemesi yok.Hediye konusuna gelince inşallah diyelim,zaten bendeniz bugüne kadar yaptığım bıçaklardan sadece 1 tanesini ücreti karşılığında o da alıcının ısrarı üzerine para ile verdim,onun dışında hepsini bedelsiz olarak hediye ettim.Sakın yanlış anlaşılmasım bende yaptığım bıçakları bir bedel karşılığında vermek isterim fakat verdiğim emek ve yapım aşamasında harcadığım paraları üst üste koyunca ve vitrinde satışta olan çok değerli ustaların çok kıymetli eserlerinin satış fiyatlarını da görünce,hemen satışa koymaktan vazgeçiyorum ve birilerine hediye etmeyi yeğliyorum.Aslında ustalarımızın yaptıkları ve vitrine satışa koydukları bıçakların hiç birisinin değeri satış fiyatları ile mukayese bile edilmez eminim ki bir çoğu maliyetinin bile altında satılıyordur,bu alıcı için bir şans fakat üretici için ise çok zor bir durum,eğer siz emeğinizin karşılığını alamıyorsanız yaptığınız işten de bir süre sonra zevk alamazsınız,yada eskisi kadar özenli ve itinalı çalışmazsınız,daha doğrusu çalışamazsınız.Bendeniz yaptığım bıçaklarda hiç bir zaman ticari bir düşünce ve kaygı taşımadan sadece güzel birşeyler ortaya çıkarabilmek için yaptım ve bunun için harcanan paranın ve maliyet hesabını düşünmedim.Size sadece küçük bir misal vereyim,bir bıçağı yapmak için evvela çelik temin ediyorsunuz ve çeliğin yapacağınız işe uygun olması için bilginiz dahilinde yapmak istediğiniz bıçağa en uygun çelik olsun diye iyi bir çelik alıyorsunuz.Sonra zamandan kazanmak ve daha düzgün bir profil çıksın diye lazerde kestiriyorsunuz sonra kestirdiğiniz çeliğe daha sonra ısıl işlem esnasında çatlama çarpılma olmasın diye normalize işlemi yapıyorsunuz ,bunu için 18 kv lık fırını bazen tek bir profil için saatlerce çalıştırabiliyorsunuz daha sonra yüzeyi düzeltmek için taşlamaya gönderiyorsunuz sonra ağız açmak için (bendeniz her bir bıçak için 4-5 adet sıfır bant zımpara kullanıyorum ,çünkü bir bıçaktan sonra ikinci bıçakta aynı performansı aynı zımparadan almanız mümkün olmuyor,hatta sizi hataya sürüklüyor,bir tarafı kesiyor diğer tarafı kesmiyor ve siz bu arada profili bozabilme şansınız oluyor bu sebep ile her seferinde yeni zımpara kullanıyorum) uğraşıyorsunuz.Daha sonra ısıl işlem için tekrar fırın yakılıyor tekrar bir maliyet,ısıl işlem sonrası tufali temizlemek için elde zımpara süreci başlıyor yada (ben taşlamayı tercih ediyorum) taşlama işlemi yine bir maliyet ve kabza süreci başlıyor nihayet.Kabza için malzeme bulmayı anlatmama gerek yok herkes bunu zaten biliyor,ya yurt içi yada yurt dışından temin edildikten sonra,mesele bitmiyor bu sefer ahşabın çalışmasını önlemek için stabilize işlemi yapılmak zorunda kalınıyor bu da bir maliyet sonra kabza malzemesini balçağını pinini ip pinini falan ayarlıyorsunuz bu da bir maliyet ve nihayet kabzanın işlenmesine sıra geliyor,önce bant zımparada kabasını alıyorsunuz sonra el zımparası süreci başlıyor ,geçen gün baktım bir bıçağın kabzasına fasılasız tam 5 saat uğraşmışım,bu uğraş 2-2,5 saatten daha kısa olmadı şimdiye kadar.Bütün bu kademeleri hiç bir aksilik yaşamadan tamamlamışsanız nihayet bıçağınıza artık gururla bakabilirsiniz.Tabii hiç bir aksilik olmadıysa,şimdi gelelim işin en zor kısmına değerli dostlar gelin bu yapılan bıçağa siz bir değer belirleyin ,öyle bir değer belirleyin ki ne sizin emeğiniz havada kalsın ne de karşınızda alıcı konumunda bulunan dostlara ağır gelmesin.Hadi bakalım fiyatı siz verin.

Her zaman ki gibi temiz iş çıkarmışsınız.
Usta eliniz dert görmesin....
Teşekkürler Muammer ustam teveccühünüz
İbrahim bey ellerine sağlık başka ne denilir bilmiyorum.
. Sakın gaz kesme bu hızla devam.
Teşekkürler Rasim ustam,devam zaten

Elinize sağlık. Bushcraft envanteriniz son katılımlarla çok zenginleşti. 
Bu arada kalıpçılığın getirdiği titizlik, güzel bitiriş bıçaklarda kendini gösteriyor. 
Teşekkürler Eylem beğenmene sevindim,tabiki kalıpçılığın çok faydalarını görüyorum
